EKBER SÜRSAL
"ZAMANSIZ"
HEYKEL SERGİSİ
Sanatçı hakkında bilgi;
1971‘de İstanbul’da doğdu. 1993 yılında ABD’de Wichita State Universitesi’nde yabancı dilini geliştirmek amacıyla kurslara ve ek olarak mesleki gelişimi için çeşitli heykel atölye çalışmalarına katıldı. 1994 yılında Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Heykel Bölümünü bitirdikten sonra, 1997 ile 2001 yılları arasında reklam sektöründe; ddf, DNA ve Mod Ajans’ta, 2001 ile 2007 yılları arasında yayıncılıkta; Skala, Artist ve Art Life dergilerinde, sonrasında post prodüksiyon alanında, re-touch sanatçısı olarak çalıştı.
2009 ile 2010 yıllarında Işık Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Bilimi Ana Dalı’nda, Sanat Kuramı ve Eleştiri Yüksek Lisans Programına devam etti. Program dahilinde Prof. Halil Akdeniz’den resim ve Yrd. Doç. Bülent Çınar’dan Heykel dersleri aldı. Yüksek Lisans Tezini “ElGreco ve Francis Bacon’ın, Varlık ve Zaman Bağlamında Deformasyon İlkesine Yönelik bir Analoji” konusu üzerine tamamladı. Eleştirmen ve Sanat Tarihçisi Özkan Eroğlu’nun düzenlediği ”Sanat ve Filozofi” (Eylül 2010), “Klasik Sanat ve Filozofisi” (Ekim 2010) ve “Romantik Sanat ve Filozofisi” (Aralık 2010) seminer programlarına katıldı.
Yayınları:
- Ekber Sürsal, “Julia Fullerton-Batten”, varlık ve zaman kavramları üzerinden bir konuşma, Akademi Art, sayı: 2, s. 32-33 (2010)
- Ekber Sursal, “Francis Bacon’da Zaman Sıçraması Üzerine”, Sanatartkunst, s. 12-13 (2011)
Halen kendi atölyesinde heykel ve resim çalışmaları yanında, rölyef, obje ve aydınlatma yapmakta, aynı zamanda inşaat sektörüne özel sipariş tasarımlar üretmektedir.
Eserleri hakkında bilgi;
Ekber Sürsal’ın eserlerinde, uygarlıkların, kültürlerin, dinlerin, katman katman biriktiği Anadolu’nun izlerini görüyoruz. Bu katmanlar salt konulara değil seçilen malzemelere de yansımış. Malzemeler taş, ahşap, maden, kâğıt, reçine olarak resim, rölyef ve heykellerde birleşiyor.
Doğal ve yapay malzemenin iç içe kullanımının heykellerde yarattığı estetik, ışığın ve mekânın da etkisiyle izleyiciyi gizemli bir arayışa yönlendiriyor. Renklerin büyüsüne kapılmışken yaşamla ölümün, yeryüzüyle gökyüzünün, güneşle ayın hikayelerinin, rüyaların, zamansız efsanelerin içinde buluyoruz kendimizi.
Denge tahtası üzerindeki bir figür, dört tekerlekli bir aracı kürek çekerek yürüten bir başka figür, düşlerden gelen Şamanik figürler malzeme çeşitliliğinin yanı sıra eski ve yeninin bir arada esprili bir biçimde kullanımını yansıtmakta.
Sanatçı, üçgen prizma çikolata kutularının tüm yüzeylerine yukarıdan aşağı desenler çizerek başladığı serüvenini, yarattığı bu üç boyutlu düşler ormanında gezintiye çıkıp zamansız hikayeler anlatarak sürdürüyor.
Galerilerimiz Pazar ve Pazartesi günleri hariç 11:00 – 18:30 saatleri arasında açıktır.