NAZIM MEHMET
"REAL MET FORM"
RESİM SERGİSİ

Sanatçı bir aileden gelen Nazım Mehmet Bakü Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde okudu ve aynı okulda yüksek lisans yaptı. 1997 yılından itibaren Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünde çalışan sanatçı yurtiçi ve yurtdışında 26 kişisel ve 65 karma sergi açtı ve Türkiye, Azerbaycan, ABD, Almanya, İtalya, Danimarka, Lichtenstein, Rusya, Ukrayna, Lituanya, İsrail’deki çeşitli koleksiyonlarında yer aldı.

2009 yılında Floransa Sanat Bienali'nde yer alan sanatçı aynı yıl “Moskow İnternational Festival of Art” sanat etkinliğinde Özel Jüri Ödülü aldı. 2010 yılında “London 3. ART BIENNIAL” , Art Addiction Medial Museum tarafından “The Legend “ eseri Diploma of Excellence - Onur Ödülüne layık görüldü.

Eserleri “100 International Contemporary Masters” ,Santa Barbara,USA, 2009; “MASTERS - 100 Contemporary Artists”, İngiltere,Londra,2008; “TRENDS -125 Contemporary Artists”, İngiltere,Londra,2008; “NY ARTS ” New York, USA ,2009,2010; yayınlanan sanatçı katalogları ve sanat dergilerinde yer aldı.

Nazım Mehmet’in “Desende İnsan Figürü”, Prof. Nurdan Karasu Gökçe ile birlikte “Desen Teknik ve Malzemeleri”, “ Desende Işık ve Gölge”, “Desen Sanatı temel ilkeler ve teorik bilgiler”, "Desen Sanatı uygulama teknikleri ve pratik öneriler" kitapları yayınlanmıştır.

Real Meta-Form sergisi hakkında;

Nazım Mehmet’in eserleri, sanat ve hayatın kesiştiği noktada beliriveren bir dallanmanın (bifurkasyon) oluşturduğu kör bir noktada, yaşamı sanatçı kimliğinde bir varoluş problemi haline getirerek izleyene sunan, eşsiz bir tesadüfün nesneleşen yaşam biçemleri olarak yorumlanabilir. Yaşamda sıradanlaşan nesnelerin öznel yaşantılarının değişebileceğine işaret eden derin iç görü Nazım’ın sanatına yön verir. Bu sıradan nesneleri farklılaştıran onların görüntülerindeki değişim ya da belirgin bir sapma değildir. Onlar göründükleri gerçek dışında algılanmasalar da, gerçekliğin kurgusal anlamlarında gezinen birer oyuncu gibi, varoluşun yansımalarında vücut bularak zamanda yolculuklarına devam eder. Sanatçının fiziksel olandan metafiziğe oradan sembolizm ile dillenen gerçek-üstücülüğe dek uzanan serüveni bu sergideki eserlerin gerçekliğin kendi temsilini aşmasıyla oluşan metaforik gerçekliğe dek sürer. Bu gerçeklik anlayışı William Shakspeare’in günlük yaşamdaki savaş, kavga, sevgi, aşk gibi sıradan kavramları ustaca kullandığı metaforla şiirsel bir üst dile taşıması gibidir. Mehmet Nazım’da masada duran sıradan olan yenmiş bir elmayı, boş bir şişeyi veya birkaç kirazı aynı yolla bir üst dile taşır. Onun Tuvallerinde beliren nesnel varoluş olgusu nedensellik bağlamıyla izleyeni felsefi bir konumuna davet eder. İzleyen nesnelerin ne olduklarından çok anlamlarının neye işaret ettiklerine yönelir. Nazım Mehmet’in eserlerindeki teknik ustalık ve sağlamlığa bakınca, Bakü/Azerbaycan’daki Klasik Akademik Sanat Eğitimi ve özellikle ünlü Rönesans ustası Caravaggio’nun izleri hemen belirir. Buna rağmen Nazım Mehmet’in eserlerinde kullandığı anlatım hem mimetik açıdan geçmişle, hem de çağdaş anlayışların semiyotik anlamlarında gezinen nev-i şahsına münhasır bir yerdedir.

Nazım Mehmet sanat duruşundan taviz vermeden eserlerini bugüne taşımayı bilen bir sanatçıdır. Kavramsal Sanatın öncülerinden René Magritte kendi sanatını nasıl bilinen şeylere yeni manalar kazandırmaya ve sıradan nesneleri alışılmadık bir içerikle göstermeye dayandırdıysa, Nazım özellikle son çalışmalarında, onun gibi hiçbir şey anlatma çabasına girmeden gizemin kendisine vurgu yapan küçük betikler kullanır. İşte sanatçının tesadüfî görünen mimetik objeleri bir üst dile taşıma çabası böyle başlar. Bir eserinde eski sıradan bir masanın köşesinde tamamen yenmiş bir elma çöpü Rönesan’ın tenebrism anlayışıyla tasarlanmış ışıktan bir giysi içinde sahnede yerini almış, Shakspeare’in sonatından alınan lirik bir dil kullanmakta ancak bir an sahne kararıyor ve masanın sonundaki küçük kâğıt betiğe spotlar yöneliyor. Latince “Fors omnia versas-kör tesadüf her şeyi değiştirir” yazısını okuyorsunuz. “Şimdi bunun manası nedir” diye sorabilirsiniz. Jacques-Louis David “Marat’ın Ölümü” isimli eserinde de benzer bir anlayış sergilemiştir. Yine de bugünün izleyicileri bu aforizmayı anlayabilirler mi ya da burada düşünülmesi gereken yazının içeriği mi, yoksa semiyotik bir bağlam mı aranmalıdır veya hangi anlayış sanatsal dili ve anlatımı güçlü kılar. Bu ve bunun gibi soruların cevaplarını bulmak için Nazım Mehmet’in sanat yolculuğuna bizzat eşlik etmelisiniz. Tüm cevaplar Nazım Mehmet’ de gizlidir. Biz izleyenler ise yapıtların bıraktıklarıyla yetinmeyi biliriz. İşte Estetik yaşantı böyle bir şeydir.

Doç.Dr. Aygül AYKUT

Nazım Mehmet'in “Real Meta-Form” isimli resim sergisini 4-30 Haziran 2014 tarihleri arasında Galeri Selvin’de görebilirsiniz.

Galerimiz Pazar günü hariç diğer günler 11:00 - 19:00 saatleri arasında açıktır.